Yeni doğan döneminde fark edilmeyen cinsellikle ilgili bu durum sonradan nasıl fark edilir?

Aileler genelde âdet görmediği için kızlarını doktora götürürler ve bu hastalığa öyle teşhis konur. Yani ergenlik dönemine kadar fark edilmeyebilir. Erkek çocuğun ise penisi ufaksa şüphelenmeli. Ancak şişman çocuklarda görülen ‘gömük penis’ durumuyla bunu kesinlikle karıştırmamak gerekir.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Bebekken cinsiyetle ilgili bu problem için ne zaman şüphelenmeli ve doktora gitmeli?

Kız bebekte klitoris büyükse, kasık fıtığı varsa; ortada bir sorun olabilir. Çünkü kızlarda kasık fıtığı olmaz. Bu nedenle kasık fıtığı olan kız çocuklarında, hatalı cinsel gelişimden şüphe edilebilir. Erkek bebekte ise idrar deliği penisin ucunda değil ise cinsel gelişim bozukluğundan şüphelenilmeli.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Cinsel gelişim bozukluğu çocuk doğar doğmaz anlaşılır mı?

Anlaşılabilir ama doğumun hemen ardından bu tanıyı koymak hiç de kolay değildir. Ancak durum bazen çok belirgindir. İç organları dişi olduğu halde doğumda erkeğe benzer bir dış genital yapı gösteren bebek, yanlışlıkla erkek olarak tanımlanabilir ya da bu durumun tersi de söz konusudur.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

KADIN PREZERVATİFİ Nasıl Takılır anlatım

KADIN PREZERVATİFİ

Erkeklerin kullandığı kondom (prezervatif) yanında, Amerika ve Avrupa'da birkaç yıldan beri kullanıma sunulmuş olan kadın prezervatifi artık yavaş yavaş Türkiye'de de yaygınlaşmaya başladı.


Erkek prezervatifi 100 yıllardan beri biliniyor ve lateks adı verilen yapı maddesinin ve nonoksinol-9 adlı spermisit (sperm öldürücü) maddenin keşfedilmesiyle gelişimini hemen hemen tamamlamış durumda. Ancak bildiğimiz bir gerçek var ki, erkeklerin önemli bir kısmı prezervatif kullanmayı sevmiyor. Ya takması zor geliyor, ya da ilişkinin "kalitesini düşürdüğü" iddia ediliyor. Böyle durumlarda cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve gebelikten korunma fırsatı ve özgürlüğü, bu iki durumun sonuçlarına kendisi katlanmak durumunda olmasına karşın, kadının elinden alınmış oluyor.



İşte kadın prezervatifinin geliştirmesine motivasyon teşkil eden nokta da bu: kadına kendi insiyatifi altında koruma sağlamak.




Kadın prezervatifi 17 cm. uzunluğunda, yumuşak ve ince bir poliüretan tabakasından yapılmış, vajinanın içini tümüyle kaplayan, tek tarafı kapalı silindir bir kılıf. Poliüretanın özelliği nedeniyle vajinanın içine yerleştirildiğinde kısa zamanda vajina duvarlarına sıkı bir şekilde tutunuyor ve vücut ısısı ile uyum sağlıyor. Kılıfın açık olan ucunun etrafını saran ve bir tane de kapalı olan ucun içinde serbest olarak bulunan bükülebilir iki halkası var. Kapalı olan kısımdaki halka serviksi (rahimağzını) sararken, açık uçtaki halka kadının dış genital sisteminde kalıyor.



Böylece dış genital kısmın en ucundan tüm vajinanın iç yüzeyini kaplayarak yukarı doğru uzanan prezervatif, serviksi de tümüyle kaplayarak, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve spermlerden olabilecek maksimum korumayı sağlıyor. Özellikle dış genital kısmın da "örtülmüş" olması HPV'ye (genital siğil hastalığı yapan virüs) karşı korunmada kadıın için önemli bir avantaj olarak görülebilir.

Tüm kadın prezervatifleri tek kullanımlık olarak standart boyda üretiliyor ve kayganlaştırıcı madde olarak silikon kullanılıyor.
Kadın bu prezervatifi ilişkiden saatlerce öncesinde (üreten firmaya göre 8 saat öncesine kadar) takabiliyor.



Poliüretan yapı olarak erkek prezervatifinin yapı maddesi olan lateksten yaklaşık iki kat daha kalın ve laboratuar deneylerinde virüslere geçirgenliği çok daha düşük bulunmuş bir madde.

Kullanım güvenliğine bakıldığında veriler, gebelik oluşma olasılığının özellikle ilk kullanımlarda erkek prezervatifindekinen biraz daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ancak teorik olarak kullanım tecrübesi arttıkça, bu prezervatif türünün de yaklaşık olarak erkek prezervatifi kadar koruyucu olması gerekir.



Avantajları:

En önemli avantajı cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma inisiyatifinin kadın kontrolünde olması.


Erkekte var olan AIDS virüsünün cinsel ilişkiyle kadına bulaşma olasılığının kadından erkeğe bulaşma olasılığına göre 15 kat daha yüksek olduğu ve kadınlarda AIDS'in arttığı gözönünde bulundurulduğunda bunun ne kadar önemli bir avantaj olduğu daha iyi anlaşılır.



Poliüretandan yapılmış olması, erkek prezervatiflerinde bulunan lateks maddesine allerjik olan kadınlar (ve erkekler) için önemli bir avantaj teşkil ediyor).
Üreten firma bu prezervatifin kadının adetli olduğu dönemlerde de kullanılabileceğini belirtiyor.


Bunun dışında yine üreten firmanın prospektüsünde yeralan bilgiye göre kadın prezervatifi "ilişki kalitesini" çok az etkiliyor.
Üretici firma bu prezervatifi kadının saatlerce öncesinden takabilmesinin büyük bir avantaj olduğunu vurguluyor. Bu sayede erkek prezervatifinde olduğu gibi prezervatifi takmak için ilişkiyi bölmeye gerek kalmıyor. Bunun özellikle ileri yaşlardaki erkekleri için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Zira yaş ilerledikçe ereksiyon (penisin sertleşmesi) süresi uzuyor ve ereksiyon sağlandıktan sonra ileri yaş erkeklerin "dikkatinin başka bir noktaya odaklanması" ereksiyonu olumsuz etkiliyebiliyor.



Erkek prezervatifine göre dezavantajları:

En büyük dezavantajı kadının bu prezervatifi takmakta zorlanması. Bu prezervatifi kullanmak için kadının kendi anatomisini iyi bilmesi gerekiyor. Doğru bir yerleştirme de tecrübe gerektiriyor.
Diğer bir dezavantajı da fiyatının erkek prezervatifine göre nispeten daha pahalı olması.



Bu dezavantajları nedeniyle kadın prezervatifi erkek prezervatifi gibi geniş kitlelerce ulaşılabilecek bir korunma yöntemi olmayacak gibi görünüyor.

eşi prezervatif kullanmayı reddeden bir kadın için kadın prezervatifi korunma özgürlüğünü ona bırakan çağdaş bir yöntem olarak aile planlaması yöntemleri arasında hakettiği yeri almış durumda.




Femidom® adı altında Sağlık Bakanlığı izniyle ithal edilen ve şu an giderek daha fazla sayıda eczanede satılan kadın prezervatifi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için 0212 / 219 57 87 numaralı telefondan K. Tuğrul Ağralı ile iritibata geçebilirsiniz.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Kadın prezervatifi nedir nasıl kullanılır?

Kadın prezervatifi nedir nasıl kullanılır?

Ben 30 yaşında bir kadınım. Sevgilimle aktif bir cinsel hayatım var ama doğum kontrol hapı kullanmak istemiyorum. Sevgilim de kadın prezervatifi diye bir şeyin olduğunu söylüyor. Bu prezervatifler nasıl kullanılır? T.U./Tekirdağ

Kadın prezervatifi; cinsel ilişki öncesinde vajinanın içine yerleştirilen bir doğum kontrol yöntemidir. Yumuşak poliüretan plastikten yapılmış uzun bir tüp ya da kılıf şeklindedir; bir tarafı kapalı, bir tarafı açıktır.

ALIŞTIKTAN SONRA RAHAT...
Penis ve vajinal kanal arasında bir bariyer oluşturarak gebeliği önlemeye yardımcı olur. Erkek prezervatifi gibi doğru bir şekilde kullanıldığında, hem gebeliği önlemede hem de cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı oldukça etkilidir. Bazı erkekler, cinsel ilişkiden aldıkları zevki azalttığını öne sürerek prezervatif kullanmak istemezler. Kadın prezervatifi böyle düşünen erkeklerin partnerleri için uygun bir seçenek olabilir. İlk başta kullanmak zor gibi görünse de, alıştıktan sonra çok rahattır.


CİNSEL TIP DERNEĞİ BAŞKANI DR. CEM KEÇE
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Kızlık zarı ilişkiden ne kadar süre sonra kanar?

Kadın kasılırsa kanama oluşur

Acaba kızlık zarı ilişkiye girdikten ne kadar süre sonra kanamaya başlar? Yani hemen mi kan gelir yoksa ilişkiden sonra biraz zaman geçer mi? T.İ./Nevşehir




Kızlık zarı doğuştan deliktir ve o delikten her ay adet kanı akar. Eğer ilk beraberlikte kadın rahatsa, kendini kasmazsa ve vajinası yeterince ıslanmışsa ilişki çok rahat gerçekleşir ve kanama da olmaz.

Sadece bir damladır
Eğer kadın kendini kasarsa ve vajinası kuruyken penis girerse zorlanmaya bağlı kanama olabilir. Hemen meydana gelen bu kanama da peçete ile vajinaya bastırıldığında görünen bir damlalık bir kandır. Bu kan sadece kızlık zarından değil kasılmış vajinanın tahriş olmasından
dolayı da ortaya çıkar.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Eşcinselliğin nedenleri

Eşcinselliğin nedenleri

Zor ve acı dolu bir süreç sonunda oluyor.

Eşcinselliğin uzun yıllar, bir kimlik bozukluğu, hastalık veya sapıklık olarak
algılandığına dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Cinsel Terapist Psk. Gülüm Bacanak; "1974 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği ve daha sonra 1992 yılında Avrupalılar (ICD) eşcinselliğin sapıklık/sapkınlık olmadığı kararını almışlar ve bu kavramı hastalık sınıflandırmalarından çıkarmışlar, ancak anormal bir davranış olmadığını söylememişlerdir. Yani "eşcinsellik normal dışı bir davranıştır, sapkınlık değildir" demişlerdir. Bu nedenle eşcinsellik halkta, politikacılar arasında ve bilim çevrelerinde hala tartışılmaktadır. Çünkü cinsel sapkınlık; cinsel açıdan sağlıklı olmama ve dolayısıyla normal olandan sapma durumudur, yani küçük çocuklara karşı hissedilen cinsel istek, her tür fetişizm, kişinin birlikte olduğu kişinin idrarını içmesi yahut dışkısını yemesi ve tüm bunların cinsel haz uğruna yapılması vb. durumların genel ismidir.

Ruhsal bozukluk veya anormal davranış ise, göreceli kavramlardır. Zira öncelikle normalin tarif edilmesi gerekir. Yaşadığı toplumdaki kişilerin çoğunluğunun değer yargılarını benimseyen ve toplumun geneline uygun davranan birey normal, aykırı hareket eden birey ise anormal olarak adlandırılabilir. Bu açıdan bakıldığında eşcinsellik anormal bir davranış olarak görülebilir. Ancak ruhsal bozukluk olup olmadığını belirleyen en önemli etken ise; kişinin kendini nasıl hissettiğidir. Eşcinsellerin kendilerini suçlu, huzursuz, yalnız, depresif, sıkıntılı ve gergin hissetmeleri sık rastlanan bir durumdur. Yani ruhuna ve benliğine aykırı olduğu halde eşcinsel eylemlerini sürdürmek zorunda kalmak veya dürtüyü kontrol edememek kişide ruhsal sıkıntı yaratabilir. Ayrıca eşcinsellik; özgür bir tercihin değil, çocuklukta yaşanan travmaların bir sonucudur.

Bu açıdan baktığımızda da, eşcinsellik ruhsal bir bozukluktur, bir cinsel eğilim
bozukluğudur, bir cinsel kimlik bozukluğudur." dedi.

"AKLA DAR BLUE JEAN GİYEN ERKEKLER GELİYOR"

Eşcinsellik kavramının birçok farklı eğilimi veya tanımı içinde barındırabildiğini
ifade eden CİSED Başkanı Uzman Psikolojik Danışman Dr. Cem Keçe; "Türkiye'de eşcinsel denince, çoğu kişinin aklına ağır makyajlı şarkıcılar, travestiler, kırıtarak yürüyen ve kadınsı giyinip konuşan, dar blucinli genç erkekler geliyor. Tabi bu durum bir kavram karmaşasını da beraberinde getiriyor: "Travesti ve eşcinselin farkı nedir?" vb. Eşcinsellikle transseksüellik aynı değildir, farklı kavramlardır. Eşcinsel; kendi cinsine ilgi duyan kişidir. Biseksüel; her iki cinse de ilgi duyan kişidir. Heteroseksüel; karşı cinse ilgi duyan kişidir. Lezbiyen; eşcinsel kadındır. Gay ise; eşcinsel erkektir. Travesti; kendi biyolojik cinsiyetinden memnun olan ve karşı cinsin giysilerini giymekten hoşlanan kişidir. Transseksüel ise; kendi biyolojik cinsiyetinden memnun olmayıp karşı cinse geçmek isteyen ya da geçmiş kişidir. Homofobi; eşcinsellere yönelik kaygı, korkuya da nefret olarak tanımlanabilir. Efemine ise; türkçede kadınsı anlamındaki kullanılan bir sıfattır ve bir erkeğe ait kadınsı nitelikleri betimlemek için kullanılır. Yani efemine olmak eşcinsellik değildir." dedi.

EŞCİNSELLİĞİN NEDENLERİ NEDİR?

Eşcinselliğin çoğunlukla zor ve acı dolu bir sürecin sonunda oluşan bir durum olduğunu ifade eden Dr. Cem Keçe;

"Eşcinselliğin nedenlerini anlamamız çok önemlidir. Çünkü önemli olan
yaygınlaşmasının önlenmesidir. Eşcinselliğin nedenleri şunlardır: Rol modellerin yanlış alınması, hormonsal bozukluklar, çocukluk döneminde şiddete maruz kalmak, tacize ve tecavüze uğramak, çocuklukta karşı cinsle ilgili yaşanmış kötü bir deneyim, ciddi aile sorunları, aşırı otoriter bir babanın varlığı, baba veya figürlerinin çocuğun hayatında olmaması, aşırı duygusal veya içine kapalı bir yapıya sahip olunması, erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus veya disparoni gibi cinsel işlev bozuklukları nedeniyle yaşanan başarısız ve aşırı sorunlu cinsel deneyimler, genetik yatkınlık, yanlış yetiştirilme yani erkek çocukların kız gibi, kız çocuklarında erkek gibi yetiştirilmesi, ebeveynler başta olmak üzere yakın çevrede eşcinsel eğilimleri olan kişi veya kişilerin modellenmesi ve örnek alınması, kızların daha yumuşak tavırları olan erkekleri, erkeklerin ise daha erkeksi tavırları olan kızları aralarına alma eğilimleri, yazılı ve görsel medyanın eşcinselliği özendirici yayınları, vb. Eşcinsellik ailenin baskısına bir tepki sonucu da meydana gelebilir. Yaptığımız çalışmalarda ve literatür bilgilerinde, sağlıklı ve mutlu bir aile ortamında yetişmiş ve herhangi bir travmaya maruz kalmamış ama eşcinsel bir yaşantı süren bir kişiye hiç rastlamadım. Çünkü eğer bir kişide eşcinsel bir yönelim varsa; mutlaka sağlıksız bir aile yapısı, sorunlu bir
çocukluk ve cinsel travma mutlaka vardır." dedi.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Eşcinsellik teşhisi nasıl konur ve tedavisi var mıdır

Yalancı eşcinsellik tedavi edilebiliyor

20 yaşında bir gencim. Benim sorunum hemcinslerime ilgi duymak... Eşcinsellik teşhisi nasıl konur ve tedavisi var mıdır bilgilenmek istiyorum. D.T./Ankara..

Eşcinsellik; bir cinsel yönelim bozukluğudur, kişinin yaşadıklarını ve duygularını anlatmasıyla ve ayrıntılı cinsel öykü alınmasıyla bir cinsel terapist tarafından tanısı konulabilir. Daha çok ergenlik veya erken erişkinlik dönemlerinde fark edilen eşcinselliğin çeşitli tipleri vardır. Eşcinsel eğilim; dürtü, duygu ve davranışlarından acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinselliği olan kişilere 'yalancı eşcinsel' denir. Eşcinselliğin, karşı cinse ilgi duyulması durumuna dönüşme isteği ile ilgili bazı analitik cinsel terapiler mevcuttur. Bu nedenle yalancı eşcinseller tedavi olabilirler. Ancak esas olan eşcinsel kişinin değişime olan inancı ve istediğidir. Bu konuda görüşeceğiniz ve kendinizi açıklıkla anlatacağınız bir cinsel terapist ihtiyacınız olacak tedaviyi uygulayacaktır.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Bunlar gebelik belirtisi olabilir mi?

İki ay önce ilk kez mastürbasyon yaptım. Sonra göbeğimin altında şişkinlik oluştu. Göğüslerim çok büyüdü, kilo aldım. Bunlar gebelik belirtisi olabilir mi? H.Y./Samsun

Mastürbasyon; partneri olmayan kadın veya erkeğin, cinsel arzularını gidermeleri için kendi kendilerini tatmin etme yoludur ve bireysel bir eylemdir. Gebelik oluşumu içinse mutlaka bir kadın ve bir erkeğe ihtiyaç vardır!

KAYGILARINIZ YERSİZ

Hamilelik oluşabilmesi için kadın yumurtası ile erkek sperminin uygun koşullarda, uygun ortamda birleşmesi yani spermin yumurtayı döllemesi ve bunun ardından döllenmiş yumurtanın kadın rahmine düşerek rahim içinde gelişimini sürdürmesi gerekir. Bu yüzden mastürbasyon yüzünden gebe kaldığınıza yönelik kaygı geliştirmenize hiç gerek yok.

HİÇBİR BAĞLANTISI YOK
Sözünü ettiğiniz, kilo almak gibi bedensel değişimlerin de mastürbasyonla bir bağlantısı olması söz konusu değil. Kilo almayı önlemek için öncelikle beslenme düzeninizi gözden geçirmelisiniz. Cinsel bilgi eksikliğinizi gidermek için de doğru bilgi veren yayınlardan yararlanabilirsiniz.
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Mastürbasyon sonrası hamile kalınır mı?

Mastürbasyonla adetin ilişkisi

Ben 22 yaşında bir kızım. Mastürbasyon yapıyorum. Adetim gecikti. Hamile olabilir miyim? D.Ç./Niğde

Mastürbasyon, adet düzensizliğine neden olmaz. Adet düzensizliğinizin hormonsal veya psikolojik bazı nedenleri olabilir. Mevsim geçişleri, aşırı yorgunluk, stres ve üzüntü de adet döneminde düzensizliklere yol açabilir. Bir kadın doğum uzmanına muayene olabilirsiniz. Ancak hamileliğin oluşması için erkeğin sperminin kadının yumurtasını döllemesi gerekir. Mastürbasyon, tek kişilik bir eylemdir ve kişinin mastürbasyonla hamile kalması mümkün değildir.

DR. CEM KEÇE
ab5a92ead6d1a63941ab3ff73371ced06d95dc39 (161×34)

Canlı Tv İzle